Sayfalar

7 Ocak 2023 Cumartesi

İnsanlığın pek de gelişmemiş olması

İnsan çok uzun zamandır insan. En az binlerce yıldır. Düşünsel gelişmişliği oldukça yüksek. Bunu üretilen eserlerin gelişmişlik seviyesinden söyleyebiliriz. Tam bu noktada yanlış yollara sapmamak için detayları da açmak gerekiyor. İlk olarak geçmişten bize nelerin kaldığını düşünmek gerekiyor. Genellikle kalanlar üst katmanların üretimleri. Binlerce yıl öncesinin köylüsünü, kölesini ya da ortalama bireyini çok bilemiyoruz. Onları en fazla toplumun egemenlerinin ağızlarından ya da yine egemenler tarafından onlara verilen öğütlerden anlayabiliyoruz. Bu durumda insan çok uzun zamandır insandır derken geçmişin üst kültürünün bugünden farklı olmadığını söylüyorum. Bu üst kültür bugünün ortalama bireyinin kat kat üstündedir. Bugünün üst kültürü ile de yarışır. 

Yine burada bir parantez açmak gerekebilir. Coğrafi keşifler olmamış, uzay konusunda bilgiler zayıf, fizik, biyoloji, tıp konusunda derin bir cahillik nasıl bugünle kıyaslayabilirsin. Aslına bakarsanız o dönemin avantaj ve dezavantajları var. Toplum daha şeffaf daha çıplak. Bugünkü gibi maskelenmemiş. Gizli ağalar, gizli efendiler yoksa, çoğu tutku ve hal denetimsiz yaşanırken bunlar analiz edilmeye bile ihtiyaç duyulmadan sadece gözlemlenebiliyor. Bugün analizlere açığa çıkarabileceğin gerçekliği o gün görerek doğal haliyle izliyorsun. Yine de fizik, biyoloji noldu diyebiliriz. Bugün bu bilimlerin gelişmelerinden faydalanıyorsak da bu bilimlere kaç kişi hakim ki denemez. Dersem başta dediğim eski çağların üst kültürü geri değildi önermesiyle çelişirim. 
Tekrar belirtiyim burada herseyi cozmeyecegiz. Gelismislik anlatimim insani anlamak gibi bir seviyedeydi. O zaman da modern psikoloji, sosyoloji vs ile karsima gelebilirler. Temel olarak bakmak istedigim sey dusunsel egzersiz, dusunce kaslari ve ansiklopedist bilgi arasindaki fark. Daha acik anlatmak gerekirse bir insanin dusunsel gelismisligi bu alana yaptigi yatirimla olur. Bugun 9-5 calisan bir birey, bos zamanlarinda da bu yorgunlugu atmak icin eglenecek, aile gibi bir birlikteligin gunumuzde daha yogun mesgaleleri ile ugrascak ve uc bes dusunsel kirinti ile yetincek. Tv de ya da bir podcastte bir kac kirik dokuk pop kolay tuketilir bilgi edincek. Belki kolay okunur bir iki kitap okuyacak. Gosteris olsun diye mi ya da birseyler yapalim motivasyonuyla hayatinda butik bir yer edincek seviyede tiyatroya hatta belki baleye gidecek. Ancak toplamda kulturel, insani gelismesine cok az zaman ayiracak. 
Bu insan niye gelişsin. Bu insan, insana hayvan kadar uzak. Belki bir robot. Sosyal kurallarin kendisine yuklendigi bir robot olabilir. İsi ne olursa olsun bilgisayar muhendisi, doktor vs entelektuel gorunen bir is olsun. Bu is onu bu donguden cikarmaz. Tek boyutlu bir insan olur cikar. Tam bunu anlatmasa da marcuse'un tek boyutlu insanı da okumaya deger bir kitaptır. İsimlerde hatam varsa simdiden affola. 
Bu durumda toplumun oldukca az bir kismi ozgurce kendisini gelistirme imkanlarına sahip. İste onlar gercek anlamıyla insan olmanin potansiyelini kullanma sansına sahip olanlar. Bu kişiler dusunsel kaslarını geliştirebilecekler. Burada da gene yolları ikiye ayırmamız gerekiyor. Bunları hep algoritma gibi de düşünebilirsiniz. Socratesin fikirlerini adım adım ifade ederken böyle değil midir diye sorduğu anı da 1 ve 0 olarak algoritma olarak düşünebilirsiniz. Şimdi bizim özgür insanımızın algoritmasında da 1 düşünmeyi geliştirmek ve 2 bilgiyi geliştirmek gibi iki yol var. Birbirinden ayrı olmak zorunda olmayan bu iki yol, birbirinden de ayrılabilir. Bilmeden düşünmek zordur ama düşünmeyi bilmeden çok şey bilebilirsiniz. 
Yani bir sürü bilgi ve sentez yok. Ansiklopedi gibi adam. Burada örnek vereceğim kişiler yüzünden tepki görebilirdim. Gene de verelim cemil meriç, celal şengör :) bilgileri kadar sentez yeteneğine sahip değiller. Bu tür aydınlar tehlikeli olabilirler. Cemil meriç'i de sevdiğimi bu arada belirtmek isterim. Bu ülke kitabı oldukça iyidir. Neyse, evet tehlikelidir çünkü yanlış sentezler yaparlar. Bunu da dev bir bilgi birikimiyle yaparlar. O yüzden aldanmanız olasıdır. Ona göre çok daha az bilen ama düşünmesini daha iyi bilen birinin analizi çok daha zayıf gözükebilir. Ancak doğrudur ve milyon tane doğru gibi gözüken çarpık argümanla desteklenmese de doğrudur. Bu da ayrı ve derinleşilebilecek bir tartışma ancak konunun özünden kopmayalım. Düşünmesini bilmek aslında felsefe alanına giriyor. Felsefenin öğretebileceği temel şeyin bu olduğunu düşünüyorum. Sığ bir yorum mudur değil midir bilmiyorum. Socratesi okurken neye vardığından çok oraya nasıl vardığına değer veriyorum. Düşünmenin nasıl yapılması gerektiğini öğreniyorum. 
Bilgiler alanında çok ilerledik. Bugün aksiklopedist bir şekilde kendinizi ilerletseniz sonsuz bir bilgi çokluğuyla karşılasacaksınız. Eskisine gore herseyi bilen aydin modeli giderek azalıyor değil mi? Bu acından celal sengör gibileri ovmek lazım. Herseyi bilmeye ve düşünmeye cesaret etmek değerlidir. Bu parantezden dönersek, evet bilgiler ilerledi ama düşünmeyi bilmek konusunda ilerledik mi. Hegel diyalektiği öne çıkardı. Marx katkılarda bulundu. Bir örnek, bir düşünme yaklaşımı. Peki kabul görüyor mu? Kimisi zırva diyor. Kimisi tek düşünce pozitivizmdir diyor, kimisi post modernizm diyor. Kısaca düşünmenin, algılamanın birçok yolu. Netlik yok. Çatışmalar var. Bir de diyalektik dedik ya onu da ilk heraklitos demişti. O da bize yazılı kalan. Önceki binlerce yılda denilmedi mi. Bugün socratese göre daha iyi bir sentez yeteneğimiz mi var?
 Bu yazıda dediğim gibi bu iş boş vakitle ve emek vermekle oluyor. Hız toplumunda yaşıyoruz. Üstüne bilgi bonbandırmanındayız. Dusunmeye az ogrenmeye çok zaman harcıyoruz. Az bilgi ile bir sorunu çözmeye çalışan kişi çok zaman kaybedecek ve büyük ihtimalle yanılcak. Ama bu sürede ihtimalleri değerlendirme ve analiz etme konusunda zihnini bol bol zorlayıp böylece geliştirecek. Bunu iyi bir örnek olarak demiyorum . Ancak böyle bir boyut var. 
Sonuç olarak vakti olan, zihni sonsuz bir bombandırmana tutulmayan bin yıllar öncesinin aydını asla küçümsenemez. Bizden de pek geri değildir. Hatta insan insandır ya o çağın dahisi pekala bu çağda ulaşılamayacak zirvelere tırmanmış olabilir. 
bu yazıya başlarken gılgamış destanını ve düşündürttüklerini yazacaktım. Yazınca ise farklı birşey oldu. Buna bir giriş diyelim. Düşünceler değil maddi hayat çok gelişti mi diye devam edelim. Bir sonraki yazıda...
Gelecek yazı fikirleri:
Futurism
İnternet ne ozgurlugun kaybi
Yazar delirdi mi yoksa Yeni nihilizm cagi olarak seffaflik 
İnsanlar göt müdür değil midir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder